27 Aralık 2010 Pazartesi

Antep Baklavası Hikayesi


Uzun Çarşı 14 Numara. Bugün artık bir efsaneye dönüşen, Gaziantep’in en eski lezzet mekanı İmam Çağdaş’ ın 116 yıllık öyküsünün adresi. Bu adreste aynı zamanda ‘iyi baklavanın sırrı’ da yöresel bir hikayeyle anlatılıyor.
İmam Çağdaş’ın tarihi 1887 yılına uzanır. Halep’ten gelen Hacı Hüseyin Efendi (Çağdaş) kentin 34. esnafı olarak Maarif’ te bir dükkan açar. Daha sonra Gaziantep Kalesi’nin yerleşim alanı olarak ihtiyaca cevap vermemesi üzerine çevrede birçok han yapılır ve kentin ilk çarşısı olan Uzun Çarşı kentin merkezi olur. Hacı Hüseyin Efendi de 1898 yılında Uzun Çarşı’ ya taşınır.

Hacı Hüseyin Efendi’den sonra işi devralan ve müesseseye ismini veren İmam Usta, vefat ettiği 1964 yılına kadar lezzet merkezi olma geleneğini sürdürür. İmam Usta’ dan sonra da oğlu Talat Çağdaş bayrağı devralır. Bugün 116 yıllık aile şirketini, babası İmam Usta’ nın titizliği ile Talat Çağdaş ve oğlu Burhan Çağdaş birlikte yaşatıyor.
İşe yeni başlamış gibi taze bir heyecan ve lezzet üretmenin mutluluğu ile öğleye kadar önlüklerini giyip baklavaya şerbet veriyor, sonra da müşterileriyle yakından ilgileniyor, sohbet ediyorlar.
İyi Baklavanın Sesi
İmam Usta'nın torunu ve aile şirketinin bugünkü yöneticisi Burhan Çağdaş 'iyi baklavanın sesi'ni yöresel bir hikayeyle birlikte şöyle anlatıyor:
İki rakip baklavacı birbirlerine dünür olmaya karar verir. Oğlan evi toplanıp kızı istemeye gittiğinde, tabii baklava ikram edilir. Yenilip içilir ve oğlanın babası eve dönerken çocuklarına sorar: “Baklavanın bir kusuru vardı. Bilene bir altın vereceğim.”
Çocuklar hemen atılır.
· Baklavanın kıvamı gevşekti; 'Cık',
· Hamuru sertti; 'Cık',
· İyi pişmemişti; 'Cık',
· Kaymağı fazlaydı; 'Cık'...
Çocuklar sonunda pes eder. “Peki hatası neydi? Sen söyle” derler.
Baba da açıklar:”Baklavayı ağzınıza alıp ısırdığınız an 'hırş' sesi duyulur. Onların baklavasını ısırdığında ‘cılk’ diye ses çıkıyordu...”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Şimdi Ara Haber OL
530 274 94 93
Blog'da Yer Almak İçin:İletişim